SDG ile Şam Yönetimi Anlaştı: Suriye’nin Kuzeydoğusunda Kontrol Devlete Geçiyor
Suriye’de dengeleri değiştirebilecek önemli bir gelişme yaşandı. Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Şam yönetimi arasında varılan anlaşma çerçevesinde, ülkenin kuzeydoğusunda PKK/YPG’nin kontrolünde bulunan enerji kaynakları, sınır kapıları ve kamu kurumları merkezi hükümete devredilecek.
Anlaşma, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasına yönelik kritik bir adım olarak değerlendirilirken, bölgedeki siyasi ve askeri dengeleri önemli ölçüde değiştirecek.
Petrol ve Gaz Sahaları Şam Yönetimine Teslim Ediliyor
Anlaşmanın en önemli maddelerinden biri, PKK/YPG’nin kontrolünde bulunan petrol ve doğal gaz sahalarının tamamının Suriye hükümetine devredilmesi oldu.
Suriye’nin kuzeydoğusu, ülkenin en önemli enerji rezervlerini barındırıyor. Özellikle Deyrizor, Haseke ve Rakka bölgelerinde bulunan petrol sahaları, savaş boyunca PKK/YPG’nin finansal kaynakları arasında en büyük paya sahipti. Ancak bu anlaşmayla birlikte, Şam yönetimi enerji sektöründe tam kontrol sağlamış olacak.
Bu durumun, Suriye hükümetinin ekonomik olarak rahatlamasına ve ülke genelinde enerji krizinin hafifletilmesine katkı sağlayacağı öngörülüyor.
Sınır Kapıları ve Havaalanları Devredilecek
Mutabakat kapsamında, PKK/YPG’nin denetiminde bulunan sınır kapıları, havaalanları ve kamu kurumları da Suriye yönetimine bırakılacak.
Özellikle Irak ve Türkiye sınırında bulunan kapılar, savaş sürecinde bölgedeki grupların ticaret ve lojistik bağlantıları açısından kritik rol oynuyordu. Şam hükümeti, bu bölgelerin denetimini yeniden sağlayarak hem ekonomik hem de askeri gücünü artırmış olacak.
Bu adım, Suriye’nin uluslararası ticaret yollarını tekrar devlet kontrolüne alma sürecinin hızlanmasına neden olabilir.
Askeri ve Sivil Kurumlar Merkezi Hükümete Bırakılacak
Anlaşmaya göre, PKK/YPG’nin oluşturduğu askeri ve sivil yönetimler tamamen feshedilecek ve bölgedeki tüm idari yapı doğrudan Suriye hükümetine bağlanacak.
Böylece, kuzeydoğuda fiili olarak varlık gösteren özerk yönetim modeli son bulacak ve bölgenin tüm siyasi yapısı Şam tarafından belirlenecek. Bu durum, Suriye hükümetinin otoritesini artırırken, SDG’nin bölgedeki etkinliğini azaltacak bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Bölünme ve Nefret Söylemlerine Son Verilecek
Mutabakat kapsamında, Suriye’nin toprak bütünlüğüne zarar verecek her türlü ayrılıkçı söylem ve eylem kesin olarak reddedilecek.
PKK/YPG’nin, uzun yıllardır bölgesel özerklik talebiyle hareket ettiği biliniyor. Ancak yapılan bu anlaşmayla birlikte, ayrılıkçı söylemlerden vazgeçilmesi ve ulusal birlik vurgusunun öne çıkarılması gerektiği konusunda mutabık kalındı.
Bu adımın, Suriye’nin iç savaş sonrası yeniden yapılanma sürecinde önemli bir kırılma noktası olabileceği ifade ediliyor.
ABD ve Türkiye’nin Tutumu Ne Olacak?
Bu kritik anlaşmanın uluslararası yansımaları da merak konusu. ABD, bugüne kadar SDG’yi destekleyen en büyük aktörlerden biri oldu. Ancak SDG’nin Şam ile anlaşması, Washington’un bölgedeki etkisini ciddi şekilde zayıflatabilir.
Öte yandan, Türkiye uzun süredir PKK/YPG’yi terör örgütü olarak gördüğünü ve sınırında bir terör koridoru oluşmasına izin vermeyeceğini vurguluyordu. Bu anlaşmayla birlikte, Türkiye’nin tutumunun nasıl şekilleneceği büyük bir merak konusu.
Şam yönetimi, bu mutabakatı uygulamaya koyarak Suriye’nin kuzeydoğusunda tam kontrol sağlamayı amaçlıyor. Ancak, anlaşmanın uygulanma süreci ve sahadaki dengelerin nasıl şekilleneceği önümüzdeki günlerde daha netleşecek.